ARTICLE
4 December 2025

Medeni Usul Hukukunda Islah

SO
Sakar Law Office

Contributor

Sakar is a client and solution oriented, investigative and innovative law firm based in Istanbul. Our Firm is committed to provide our clients with high-quality legal services and business-minded approach. We are a full service law firm to clients across a wide range of areas including Mergers and Acquisitions, Corporate and Commercial, Contracts, Banking and Finance, Competition, Litigation, Employment, Real Estate, Energy, Capital Markets, Foundations, E-commerce, Media and Technology, Data Privacy and Data Protection and Intellectual Property. In order to offer the best possible service for our clients, we harness the latest market developments in legal technology and innovation and we closely follow the legislative changes in Turkish Law. Our lawyers are multi-specialists, equipped to handle a broad range of legal matters. In addition to our depth of experience and awareness of market practice, clients know they will benefit from our team’s innovative mindset and willingness.
Medeni Usul Hukukunda ıslah, karşı tarafın iznine veya yargıcın onamına bağlı olmaksızın, bir tarafın usule ilişkin olarak yaptığı işlemleri, gerekli giderleri vermek koşuluyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun olarak tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuksal bir çare şeklinde tanımlanabilir.
Turkey Litigation, Mediation & Arbitration
Sakar Law Office are most popular:
  • within Energy and Natural Resources and Employment and HR topic(s)
  1. Tanım ve Kavram

Medeni Usul Hukukunda ıslah, karşı tarafın iznine veya yargıcın onamına bağlı olmaksızın, bir tarafın (iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamındaki) usule ilişkin olarak yaptığı işlemleri, gerekli giderleri vermek koşuluyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ("Kanun") belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun olarak tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuksal bir çare şeklinde tanımlanabilir.1 Düzeltme desek de her düzeltme ıslah değildir. Örneğin Kanun'da ıslahla aynı ayrım içerisinde düzenlenen maddi hataların düzeltilmesi (m.183) veya hükmün tashihi (m.304) ıslahtan çok farklıdır.2 Islahı her ne kadar ayrım yapmadan usuli işlemleri düzeltme olarak tanımlasak da ıslahla yapılamayacak birçok işlem vardır. Kısaca bahsetmek ve örneklemek gerekirse taraflar görev ve yetki bakımından ıslahı kullanamaz Islahla iradi taraf değişikliği yapılamaz çünkü bunun yöntemi Kanun'da özel olarak düzenlenmiştir. Islahın temel işlevini iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının bir istinası olarak görebiliriz. İşbu yazımızda ıslahın kapsamına giren işlemlerden, ıslahla yapılamayacak işlemlerden detaylıca bahsedilecektir.

  1. Islahın Kapsamına Giren İşlemler

Islahla taraflar taleplerini dayandırdıkları vakıaları değiştirip genişletebilirler. Örneğin, davacı bir malın teslimini isterken davasını ıslah ederek malın bedelini isteyebilir. Ayrımı yapılması gereken önemli bir husus, davada ileri sürülmeyen vakıalarla daha önce mevcut olmayıp dava sırasında ortaya çıkan vakıalardır. Daha önce mevcut olan vakıalar teksif yasağının kapsamına girer ve mahkemenin önüne getirilmek isteniyorsa ıslah kullanmak elzemdir. Sonradan ortaya çıkan vakıalar konusunda da bu vakıaların davaya dahil edilmesi konusunda Yargıtay'ın kararları genellikle ıslahın gerektiği yönündedir. Bir İçtihadı Birleştirme Kararı'nda hiçbir ayrım yapmadan davadan sonra ortaya çıkan vakıaların ıslahla dahil edilebileceği kabul edilmektedir. 3 Doktrinde bu ve bunun gibi kararlar eleştirilmektedir. Sonradan ortaya çıkan vakıalarda tarafın elinden bir şey gelmeyeceğinden vakıaların ıslaha gerek olmadan davaya dahil edilebilmesini gerektiğini savunan görüşler de vardır.4

Vakıalar bakımından bir diğer sorun ise hangi vakıaların yeni sayılacağıdır. Davacı tüm hususları dilekçesinde belirtmekle birlikte bazı alt vakıaları ihtiyaç olduğunda yargılamaya dahil etmek isterse bunlar yeni vakıa sayılmamalıdır. Ancak dilekçesinde hiç değinmediği, mevcut vakıalarla bağlantısı olmayan vakıalar somut durumun koşullarına göre incelenerek yeni sayılabilir. Hâkimin zaten bilgisinde olması gereken veya hâkimin kendiliğinden araştıracağı vakıalarda da ıslaha ihtiyaç duyulmayacaktır.

Taraflar, dosyada hiç yer almayan itirazlarının sonradan davaya dahil edilmesi, def'iler bakımından ise dosyadan anlaşılsa dahi savunma olarak ileri sürülmemişse ıslah yoluna başvurulabilir. Örneğin borç ödenmiş ve sona ermiş olsa dahi, bu husus dava dosyasından hiçbir şekilde anlaşılmıyorsa hakim dikkate alamaz yani ıslah kullanılması gerekir. Def'i oluşturabilecek bir husus dosyadan anlaşılsa dahi hiç ileri sürülmemişse yine ıslah yoluna başvurmak icap eder.5 Zamanaşımı konusunda Yargıtay, eski kararlarında zamanaşımının ıslahla ileri sürülemeyeceğini belirtmekteydi.6 Yargıtay özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndan sonra Kanun'un gerekçesini de dikkate alarak kararlarını önemli ölçüde değiştirmiştir. Örneğin bir kararında "zamanaşımı ilk itiraz olmayıp, ıslah yolu ile de ileri sürülebileceğinde tereddüt etmemek gerekir" şeklinde hüküm kurmuştur.

Mevcut talebin değiştirilmesinde, genişletilmesinde pekâlâ ıslaha başvurulması gerekir. Ancak talebin azaltılması bu konuda farklı değerlendirilmelidir. Kural olarak talepte azaltma ıslahla ilgili değil davanın geri alınması, feragat, dosyanın işlemden kaldırılması gibi başka usuli kurumlarla ilgilidir.

Davada ıslah yoluyla mevcut talep arttırılabileceği gibi, mevcut talep dışında yeni bir talep de eklenebilir. Örneğin, 10.000 liralık bir alacak davasında ıslahla bu talep 20.000 liraya çıkartılabilir veya 10.000 liralık zarar kaleminin yanında 5.000 liralık başka bir zarar kalemi de talebe eklenebilir. Bu konuda bir ayrım yapmamak gerekir.7 Davaların yığılması olarak bilinen bu mevzuda Yargıtay'ın farklı kararları bulunmaktadır. Bazı kararlarında, ıslah yoluyla yeni talep eklenebileceğini kabul etmektedir.8 Bazı kararlarında ise farklı taleplerin davaya ıslah yoluyla getirilemeyeceğini belirtmektedir. Gerekçe olarak da bir dava devam ederken o davanın içerisinde ıslah yoluyla yeni bir dava açılamayacağına dayanmaktadır.9 Yargıtay'ın yeni talep eklenmesini çok daraltan kararlarına katılmak bizce de mümkün değildir. Burada özellikle davaların birleştirilmesi veya davaların yığılması şeklinde birden fazla dava veya talebin ileri sürülmesinin mümkün olduğu hallerde ıslah yoluyla yeni bir talebin de eklenmesi kabul edilmelidir.10

  1. Islahın Konusu Olamayacak veya Islahla Yapılamayacak İşlemler

Kanun'un 179. maddesinde ıslahla yapılamayacak işlemler açıkça sayılmıştır. Bunlar: ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.

Bazı durumlar ıslaha elverişli değildir. Bazı durumlarda ise ıslaha gerek olmayacağı için hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğinden aynı şekilde ıslaha elverişli değildir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığı durumlarda ıslaha gerek yoktur. Keza dava konusunun devri halinde Kanun'da özel düzenleme olduğu için ıslah mümkün değildir. Kanun'da sadece bir defa yapılabileceği öngörülmüş hallerde ıslah yapılamaz. Kanun o hususun yapılmasını sınırlı yolla veya süreyle yapılacağını öngörmüşse artık sadece yolla yapılabilir, kanunu dolanmak mümkün değildir. Ayrıca ikinci tanık listesi verme yasağı da hem kanundaki düzenlenmesinden ötürü hem de kamu düzeninden kabul edildiği için ıslah kullanımına elverişli değildir. Geçmişte ıslahla taraf değiştirme yapılıp yapılamayacağı tartışmalıyken Kanun'un 124. maddesiyle yaptığı özel düzenlemeyle taraf değiştirme, karşı tarafın rızasıyla ya da belirli hallerde hakimin kabul etmesiyle yapılabilir hale gelmiştir.

Maddi hukuka ilişkin hususlar ıslahla değiştirilemez. Öncesinde Türk lirası üzerinden ödeme talep edilen bir hukuki ilişkinin mahkeme önüne geldiği durumda ıslahla yabancı para üzerinden ödeme talep edilemez. Veya feshedilmiş bir sözleşme sonradan ıslah yoluyla feshedilmemiş sayılamaz. Ayrıca davanın türü de ıslah yoluyla değiştirilemez.11

  1. Islahın Yapılma Şekli

Islahın yapılabileceği ilk an iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının başladığı andır. Islahın ne zamana kadar yapılacağı ise 177. maddenin birinci fıkrasında açıkça düzenlenmiştir. Buna göre ıslah, tahkikat sonuna kadar yapılabilir. İstinaf yoluna başvurulduğunda, bu aşamada ıslaha başvurulamayacağı yönünde kanunda açık hüküm vardır. (m.357). Temyizde de aynı kural geçerlidir. Kanun yolundan sonra dosya ilk derece mahkemesine geldiğindeki durumlarda ise kanundaki hüküm şu şekildedir: "dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir". Konuyla alakalı bir İBK'da, bozmadan sonra, davanın yeniden görülmesi sırasında ıslah mümkün değildir şeklinde açık bir hüküm kurulmuştur.12 Fakat başka bir İBK'da da dolaylı olarak bozmadan sonra davada yeniden tahkikata başlanacağı ve ıslahın da yapılabileceği sonucu çıkmaktadır.13 Görüldüğü üzere bu konuda bir içtihat birliği yoktur.

Islah yolunda başvurulmak isteniyorsa bu yönde yazılı veya sözlü bir talebin olması gerekir. Islah mahkemenin onayına bağlı değildir. Aynı davada, her bir taraf ıslah yoluna ancak bir kez başvurabilir.

Yargıtay'ın, süresinde verilmemiş bir cevap dilekçesini ıslah yoluyla verilmiş hale getirilemeyeceğine ilişkin kararları bulunmaktadır. "Davalı cevap dilekçesinde ileri sürmediği bir savunmayı ıslah yoluyla davaya getirebilir. Ama cevap dilekçesi hiç verilmemişse bu işlemi gerçekleştirilemez". Cevap dilekçesi vermemek aslında davacının tüm iddialarını inkar etmek anlamına geleceğinden hiç cevap dilekçesi vermemeye böylesine katı bir sonuç bağlamak eleştiriye açıktır.

Dava dilekçesi dahil, tüm usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuran ıslah tam ıslah, tarafın belirlediği noktadan itibaren usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuran ıslah kısmen ıslah olacaktır.14 Talep sonucunun genişletilmesi veya kısmen değiştirilmesi için başvurulan ıslah kısmen ıslah kabul edilmelidir. Bazen bu sınırı tespit etmek zordur.15

  1. Sonuç

Islah, bir yargılamada usuli işlemleri teksif ilkesine bağlı olmaksızın değiştirmeyi, yeni bir vakıayı mahkemeye sunmayı sağlayan bir hukuki çaredir. Maddi hususlar ıslahın konusu olamayacağı gibi kanunda özel olarak sınırı çizilmiş bazı usuli işlemlerde de ıslahın kullanılması mümkün olmayabilir. Yargıtay'ın bu konuda benzer durumlara ilişkin vakıalarda farklı kararlar verdiğini görmekteyiz. Her durum somut olayın koşullarına göre kendi özelinde incelenmeli, ıslahın titizlikle kullanılması gereken tek kurşuna sahip usuli bir silah olduğu unutulmamalıdır.

Footnotes

1 Yılmaz O., Islah, JKİ 1958/12

2 Özekes M., Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017, s.1486

3 İBK 04.02.1948, 10/3 (RG, 17.06.1948, S.6934)

4 Özekes, Pekcanıtez Usul, s.1492

5 Özekes, Pekcanıtez Usul, s.1497

6 11.HD, 28.05.2004, 11314/6003

7 Özekes, Pekcanıtez Usul, s.1504

8 2. HD, 22.06.2004, 4944/8237 (Kazancı)

9 10. HD, 26.09.2013, 24884/17392 – 6. HD,(Kazancı) HD, 29.01.2013, 18397/1205

10 Özekes, Pekcanıtez Usul, s.1507

11 Doç. Dr. Evrim Erişir @evrim.erisir, Islahla Değiştirilemeyecek Hususlar Konulu Video, Instagram, 28 Mart 2024

12 İBK, 04.02.1948, 10/3 (RG, 17.06.1948, S.6934)

13 İBK, 04.02.1959, 13/5 (RG, 28.04.1959, S. 10193)

14 Tanrıver, Usul, s. 733-734

15 Özekes, Pekcanıtez Usul, s.1537

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More