- within Employment and HR topic(s)
- in United States
- within Employment and HR, Food, Drugs, Healthcare, Life Sciences and Transport topic(s)
İş hukuku kapsamında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmeleri, işverenin ticari sırları, müşteri bağlantıları ve üretim süreçlerine ilişkin stratejik bilgileri koruma amacını taşır. Bu sözleşmeler, iş ilişkisinin sona ermesinden sonra da hüküm ifade edebilmekte ve işverenin ekonomik çıkarlarını güvence altına almayı hedeflemektedir. Ne var ki bu tür sınırlamalar, işçinin mesleki yaşamını ve ekonomik geleceğini planlama hakkını kısıtlayabilir nitelikte olduğundan, belirli sınırlar çerçevesinde geçerlilik kazanır.
Türk Borçlar Kanunu'nun 444 ilâ 447. maddeleri, rekabet yasağının geçerli sayılabilmesi için gerekli şartları açıkça belirlemiştir. Bu çerçevede, söz konusu taahhüdün geçerli olabilmesi için:
- Yazılı olarak düzenlenmiş olması,
- İşçinin işverene ait gizli bilgi ve müşteri çevresine ulaşabilecek bir pozisyonda bulunması,
- Yasaklamanın makul bir süre (en fazla iki yıl), belirli bir coğrafi alan ve faaliyet konusu ile sınırlandırılması
zorunludur. Bu şartların ihlali durumunda, rekabet yasağı tamamen ya da belirli bölümleri itibarıyla hükümsüz kabul edilebilir.
Rekabet yasağının sona erdiği durumlar özel olarak TBK 447 ‘de düzenlenmiş olup aşağıdaki şekilde düzenlemeler incelenecektir.
- İşverenin Haksız Feshi veya İşverene Yüklenebilen Bir Nedenle İşçi Tarafından Feshi
İşverenin iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın veya işçi tarafından işverenin kusuru nedeniyle sona erdirilmesi durumunda, rekabet yasağı artık geçerliliğini yitirmektedir.
TBK m. 447/2 gereğince; iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep olmaksızın feshedilmesi ya da işçi tarafından işverenin kusurundan kaynaklı olarak sona erdirilmesi halinde rekabet yasağı sona erer. Bu düzenleme, işverenin güven ilişkisini ihlal eden davranışları nedeniyle işçiyi rekabet yasağı ile bağlı tutma hakkını kaybettiğini ifade eder.
Yargı kararlarında da, işverenin kusurlu feshi veya işçinin haklı nedenle sözleşmeyi sona erdirmesi durumlarında rekabet yasağının bağlayıcılığını yitireceği genel kabul görmektedir. Maddede anılan “haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından fesih”ten haklı-geçerli nedenle fesih anlamında öğretide farklı görüşler mevcut olmakla birlikte işçiye yüklenebilecek bir kusurlu davranış olması durumunda rekabet yasağı sözleşmesinin devam edeceği öngörülmektedir.
- Meşru Menfaatin Ortadan Kalkması
Rekabet yasağının temelini oluşturan İşverenin artık korunmaya değer bir menfaatinin bulunmadığı hâllerde, rekabet yasağının da uygulanabilirliği sona erer. Örneğin:
- İşverenin ilgili sektörden çıkması,
- Faaliyet alanını değiştirmesi veya kapatması,
- Korunmak istenen bilgilerin güncelliğini kaybetmesi
gibi hâller bu kapsamda değerlendirilir.
Rekabet yasağı sözleşmeleri, işçi ve işveren arasında kurulmuş olan güven ilişkisini iş ilişkisinin sona ermesinden sonra da belirli ölçülerde sürdüren özel nitelikli taahhütlerdir. Ancak bu taahhütlerin geçerli ve bağlayıcı olabilmesi, belirli yasal şartlara ve hakkaniyete uygunluk denetimine bağlıdır.
Günümüz yargı kararlarında da, bu sözleşmeleri hem şekli geçerlilik şartları yönünden hem de içerdikleri sınırlamaların orantılılığı bakımından dikkatle denetlemektedir. İşverenin kusurlu davranışı, meşru menfaatin ortadan kalkması veya yasağın ölçüsüz düzenlenmesi gibi hâllerde, rekabet yasağı kendiliğinden veya yargı kararıyla geçersiz hâle gelmektedir.
- Türk Borçlar Kanunu, m. 444–447
- Kovancı, Nuray. “Türk İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmesi”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Cilt 8, Sayı 31 (Temmuz 2017), s. 792– 798.
- Büşra Uysal Tuna, “ İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmeleri” , Yüksek Lisans Tezi, 2019, s. 107-119
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.