- within Employment and HR topic(s)
- with readers working within the Accounting & Consultancy industries
- within Employment and HR, Food, Drugs, Healthcare, Life Sciences and Transport topic(s)
İş güvencesini düzenleyen 4857 sayılı İş Kanuna göre, Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.
İş güvencesi kapsamında 30 işçi kriteri aynı işverenin bir veya birden fazla işyerinde çalışan işçi sayısını ifade etmektedir.
1-Asıl İşveren Alt İşveren İlişkisi Yönünden
30 işçinin belirlenmesinde alt işveren işçileri eğer muvazaalı bir ilişki yoksa dikkate alınmayacaktır. Kanuna uygun asıl işveren alt işveren ilişkisi yasaya göre, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran çalıştırılmasıdır. Asıl işveren alt işveren ilişkisinde iki işveren vardır.
Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 3. Maddesinde muvazaa asıl işveren alt işveren ilişkisi
- İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini,
- Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini,
- Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini,
- Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri, ihtiva eden sözleşmeyi, şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı yönetmelik 12. Maddesinde ise muvazaanın incelenmesinde özellikle;
a) Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,
b) Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı,
c) Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı,
ç) Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,
d) İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,
e) Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,
f) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,
g) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı, hususları göz önünde bulundurulacağı düzenlemiştir.
Böylelikle, iki işveren tarafından muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğunun tespit edilmesi durumunda, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kabulü halinde alt işveren işçileri de asıl işveren işçisi sayılacağından 30 işçi sayısına dahil edilecektir.
2-Birlikte İstihdam Yönünden
İşçinin birden fazla işveren yanında "tek bir iş sözleşmesi" ile "tek bir iş görme borcu" altında istihdam edilmesi halinde, iş görme borcu tek bir iş ilişkisine dayanır ve işverenlerin müteselsil sorumluluğunu doğuran "birlikte istihdam" olgusu ortaya çıkar, birlikte istihdamdan söz etmek için işverenler arası organik bağın bulunması ve/veya tüzel kişilik kurma hakkının kötüye kullanılması gerekmez1. Uygulamada ise genel olarak grup şirketlerinde ortaya çıkan birlikte istihdam olgusunda özellikle aynı bina içinde farklı işverenlerin muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya, yemek hizmetlerinin aynı işçi tarafından yerine getirilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır2. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır3. Yargıtayın uygulaması da bu yöndedir.
Footnotes
1 Gaye Baycık, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi | 13(2) | 2022 | 76 – 85, s.77
2 YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/35 Karar No. 2010/36880 Tarihi: 09.12.2010
3YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. Karar No. Tarihi: 2013/5859 2013/14013 09.05.2013
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.