- in Turkey
- within Criminal Law and Consumer Protection topic(s)
- with readers working within the Healthcare industries
Anayasa Mahkemesinin 22/7/2025 tarihli ve E.2024/24, K.2025/164 sayılı kararı ile, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 1. maddesinin, "sözleşmeden kaynaklanmayan borç ilişkileri" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
- Düzenlemenin İçeriği
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 5335 sayılı Kanun ile değiştirilen 1. maddesi; Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca faiz ödenmesi gereken hâllerde, taraflarca farklı bir faiz oranı kararlaştırılmamışsa yıllık %12 oranında kanuni faiz uygulanacağını hükme bağlamaktadır. Aynı maddede, Cumhurbaşkanı'na kanuni faiz oranını aylık olarak belirleme, yüzde 10'a kadar indirme veya bir katına kadar artırma (azami yıllık %24) yetkisi tanınmıştır.
- İtirazın Gerekçesi
Başvuru kararında, düzenlemenin Anayasa'ya aykırılığı şu gerekçelere dayandırılmıştır:
- Yüksek enflasyon dönemlerinde %12 oranındaki kanuni faizin, alacağın değer kaybını makul ölçüde karşılayamadığı,
- Para alacaklarının satın alma gücünü koruyacak herhangi bir güvence veya telafi mekanizması öngörülmediği,
- Cumhurbaşkanı'na tanınan artırma yetkisinin sınırlı olduğu ve en yüksek oranın enflasyon karşısında yetersiz kaldığı,
- Bankacılık işlemleri ve kamu alacaklarında uygulanan faiz oranlarıyla kanuni faiz arasındaki farklılıkların eşitsizliğe yol açtığı,
- Bu nedenlerle düzenlemenin mülkiyet hakkı, hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle bağdaşmadığı,
ileri sürülmüştür.
- Anayasa Mahkemesi'nin Değerlendirmesi
Mahkeme incelemesini, mülkiyet hakkına ilişkin pozitif yükümlülükler çerçevesinde yapmış ve aşağıdaki tespitlerde bulunmuştur:
- a) Para alacakları mülkiyet hakkı kapsamındadır.
Kararda, alacak haklarının Anayasa'nın 35. maddesi kapsamında güvence altına alınan mülkiyet hakkı niteliğinde olduğu, önceki içtihatlara (E.1997/34; E.2022/83; Mehmet Akdoğan; Akel Gıda; Bozboğa; Ferda Yeşiltepe) atıfla belirtilmiştir.
- b) Değer kaybını önlemeye yönelik mekanizmalar zorunludur.
Devletin, hak edilen bir para alacağının geç ödenmesi hâlinde enflasyon etkisiyle aşırı değer kaybının oluşmasını engelleyecek etkili mekanizmalar oluşturma yükümlülüğü bulunduğu ifade edilmiştir.
- c) %12 oranındaki kanuni faiz, ekonomik şartlar karşısında yetersizdir.
Mahkeme, mevcut ekonomik koşullar altında kanuni faiz oranının:
- Alacağın satın alma gücünü koruyamadığını,
- Hak sahibinin makul olmayan ölçüde ekonomik kayba uğradığını,
- Borçlu lehine haksız avantaj doğurduğunu,
tespit etmiştir.
- d) Cumhurbaşkanı'nın faiz oranını artırma yetkisi sınırlıdır.
Faiz oranının en fazla %24'e kadar artırılabilmesinin, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde alacağın korunması için yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
- e) Değer kaybının telafisi için etkili başka bir yol bulunmamaktadır.
Hukuk düzeninde alacağın enflasyon karşısında korunmasını sağlayacak ayrı bir mekanizma bulunmadığından, kanuni faizin fiilen tek koruma aracı hâline geldiği; ancak güncel ekonomik şartlarla uyumsuz olduğu belirtilmiştir.
Bu değerlendirmeler ışığında düzenlemenin, Anayasa'nın 35. maddesindeki mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak 40. maddede düzenlenen etkili başvuru hakkına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
- Sonuç.
Anayasa Mahkemesi, 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesinin "sözleşmeden kaynaklanmayan borç ilişkileri" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
- Yürürlük
Olası bir hukuki boşluğun önlenmesi amacıyla, iptal hükmünün yürürlüğe giriş tarihi kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından itibaren dokuz ay sonrası olarak belirlenmiştir. Söz konusu karar, 1 Aralık 2025 tarihli ve 33094 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
- Karşı Oy
Karara, üyeler İrfan Fidan, Kenan Yaşar, Muhterem İnce, Yılmaz Akçil, Ömer Çınar ve Metin Kıratlı karşı oy kullanmıştır.
Karşı oy gerekçesinde, faiz oranının belirlenmesinin ekonomik bir tercih olduğu ve bu alanın yasama organının takdir yetkisi içinde bulunduğu ifade edilmiştir. Kanuni faizin enflasyon farkını telafi etmeyi amaçlayan bir kurum olmadığı, borcun geç ifasının sonuçlarını düzenlediği; bu nedenle faiz oranının enflasyon karşısında düşük kalmasının tek başına Anayasa'ya aykırılık teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanı'na tanınan artırma yetkisinin ekonomik şartlara uyum sağlamak için yeterli esneklik sunduğu ve hukuk düzeninde alacakların korunmasına yönelik başka mekanizmaların bulunduğu vurgulanmıştır.
Kararın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.